15 Haziran 2010

TEMEL’İN FADİME’Sİ VAR BU ŞEHİRDE - Harun Yavruoğlu




Tarih: 26.01.2008 Saat: 10:07:55 (1616 okuma)
Ondandır bu mertliğimiz
Kuzeyliliğimizdendir külhanbeyliliğimiz.
Kimseye benzemeyen bir duygudur bu.
Bazen şöyle dokunaklı bir şarkı, bazen de bir mora dikeni gibiyiz.
Rüyasında görür geçmişin hatırasını bu şehir.
Hamsi, balık kokar kıyılarında dalgaları bu şehrin.
Martı temizliğinde İyi kalpli serseriler paylaşır yalnızlığını kıyıların.
Rüzgârı yosun, kızları mandalina kokar.
Bu şehirde ihanet acıdır. Acıtır öfkesi bu yüzden.
İnsanları aydınlığa karışırken en güzel sevdalar sarar içini.
Yüksek sesle sever bu şehir, yüksek sesle söver ve yükseklerden uçar.Renklerini kaybetse de umutları her zaman bordo mavidir.
Caddeleri kalabalık, kalbi orman gibidir.
Ufak tefek olsa da gönlü büyük bir balık sığmaz denizine bu şehrin.
Bu şehrin tuhaf sesi var ki, çağırır gideni gün bitmeden.
Bu şehrin ufak şeyleri can sıkıntısıdır çizgilerinde Hikmet’in.
Neşesi mizahtır fırçasında Nizam’ın. Ve sorunlar vesaire…
Gördükçe görür şakayı hafızalar.
İnsanları dost, sıcacık, dalga dalga deniz gibidir.
Can sıkılır ne zaman özlense bu şehir.
Kıyılarında rutubet kokan yosun ve midye çocukları var.
Dağlarında entarili kızları…
Koskocaman bulutlar yükseklerinde. Ve yerde çayır döşekleri…
Şımartır oğlunu kızını bu şehir. Bini bir paradır
şaklabanlığın bu yüzden.
Yüzüne Fındık, çay, tütün olmuşluğumuz da.
Vallahi ondandır bu kavgacılığımız, tatlılığımız, acılığımız.
Bu şehir; ne ise, biz de oyuz.
Onda hırçın dalgalar, bizde de aynı huylar var.
Delisi delidir, velidir velisi bu şehrin.
Bir yürek gibi, can gibi, heyecan gibidir içimizde bu şehir.
Deniz bir yanında bu şehrin, bir yanında yeşilim aman.
Yüzmüşüz denizinde bu şehrin.
Kemerkaya’sında midye çıkartmışlığımız,
derelerinde balık tutmuşluğumuz ve gemiler dolusu dostluğumuz var bu şehirde.
Dal dal yeşermişliğimiz, Çayeli’nden öteye koy verip gitmişliğimiz, Çiçekli Maçka yolunda yürümüşlüğümüz var.
Bazen küsmüşlüğümüz de olur bu şehre. Yakınmışız sıkılmış yumruk gibi duruşundan, akmayan trafiğinden ve kol kola yürünemeyen kaldırımlarından.
Ve silahına şiddetine sövmüşlüğümüz var.
Onadır sitemimiz, şiirlerimiz, resimlerimiz, çizgilerimiz… Ve dahası sanatımız onadır.
Deniz feneri olmuşuz bu şehrin. Taka, miço, kaptanı olmuşuz..
Kum olmuşuz kıyılarında…
Dağlarını dolaşmışız baştanbaşa bu şehrin.
Ortaorman’da çelik oynamışız. Sığır beklemişiz Bela Yaylasında, Kurtdüzünde top koşturmuşuz...
Yüzünde hep yeşili görmüşüz bir gülüş gibi.
Duman olmuşuz dağlarında, zifin olmuşuz Zigana’da, Tonya’da bedaliza…
Türkiye’min T’si var bu şehirde. Bu şehirde Fadime’si var Temel’in,
Sporu, şampiyonu, köftesi, folkloru, ekmeği, çayı, tütünü… Dünyada ünü var bu şehrin. Yağmuruyla sevdik, karayemişiyle, ayranıyla, sütüyle, kuymağıyla, sevdik bu şehri. Körkütük, deli divane sevdik…
Sözünde durur, düşmana yürür bu şehir.
Kalbi sıcaktır. İçi kalaylı kazandır bu şehrin.

(NOT: Yapýlan yorumlardan kiþilerin kendileri sorumludur. Sitede yayýnlanmalarý, onlarý destekliyoruz anlamýna gelmez. Düzeysiz veya konuyla ilgisiz yorumlar yayýnlanmayabilir.)

Yorumlar
seçime yönelik Gönderen: metin ARTARSLAN

Tarih: 30.01.2008 15:02:53

Şehir: istanbul
ne olacak bu şehrin hali