Vekilin parmağı pekmez yala yala bitmez…
Vekilim maaşına zam yapmış…
Yap vekilim yap…
Değil mi ki önce can, sonra canan…
Sen kendi maaşına yüzde yüzün üzerinde zam yap ki,
sıra,
sıradan emeklilere de gelsin…
Evet vekilim.
Siz seçilmişler; düğünlere gidiyor,
gelin hanımlara ve damat beylere altın falan takıyorsunuz…
misafirleriniz geliyor;
onlar size derdini döküyor, siz onlara
kolonya döküyorsunuz…
Onun için size 3 bin 4 bin lira emekli maaşı yetmiyormuş.
Yüzde yüz haklısınız ananızın ak sütü gibi
yüzde yüz maaş artışı helal olsun size…
Bu halk sizinle gurur duyuyor vekilim…
Vekilim kızmayın ama;
Sizlere bu ulvi sıfatını kazandıran bu halk da düğünlere, nişanlara gidiyor…
Maalesef gidiyor işte.
Çünkü onların da eşleri dostları var…
Ve onlar da düğünlerde
tuhaf ama gelin ve damatlara altın falan takıyorlar…
Madem vekilin maaşı yüksek, bizim yerimize de onlar
altın taksın demiyorlar vekilim.
Ayrıca onların da midecikleri var…
Onların da çoluk çocuğu, torun torbası var…
Her ay gelen faturaları ev kiraları var vekilim…
O nedenle seçmen vasfındaki emeklilere de çok değil,
sizin maaş artışınızın yarısı kadarcık bir zam verirsiniz artık.
Umarım o kadarcık bir insafınız vardır vekilim.
Ayrıca bu sıradan bu vasıfsız(!) emeklilerin öyle sizin gibi
sembolik paralarla karınlarını doyuracağı
lüks mekânları da yoktur.
Ve onlar; bir daha geri dönmediğiniz ve
dönmeyeceğiniz o malum şehirlerde hala
“yürü ya kulum, tabana kuvvet” vaziyetlerindedirler…
“Efendim halk dalkavukluğu yapma!”
Siz bu halkı
ekonomik sorunlardan kurtarmak için
bu halktan vekâlet aldığınız halde
gecenin en karanlık bir zamanında
kendi çıkarlarınızın mangırlı dalkavukluğunu yaparken,
Halkın hakkını aramak,
Halka yapılan bu haksızlığı dillendirmek
dalkavukluk oluyorsa;
vay sizi seçip meclise gönderen
bu zavallı
bu kaderine razı
ağzı var dili yok
halkın haline.
Ama yine de;
Türkiye sizinle gurur duyuyor vekilim.
Yeni yılın kutlu olsun Türkiye…
Yap vekilim yap…
Değil mi ki önce can, sonra canan…
Sen kendi maaşına yüzde yüzün üzerinde zam yap ki,
sıra,
sıradan emeklilere de gelsin…
Evet vekilim.
Siz seçilmişler; düğünlere gidiyor,
gelin hanımlara ve damat beylere altın falan takıyorsunuz…
misafirleriniz geliyor;
onlar size derdini döküyor, siz onlara
kolonya döküyorsunuz…
Onun için size 3 bin 4 bin lira emekli maaşı yetmiyormuş.
Yüzde yüz haklısınız ananızın ak sütü gibi
yüzde yüz maaş artışı helal olsun size…
Bu halk sizinle gurur duyuyor vekilim…
Vekilim kızmayın ama;
Sizlere bu ulvi sıfatını kazandıran bu halk da düğünlere, nişanlara gidiyor…
Maalesef gidiyor işte.
Çünkü onların da eşleri dostları var…
Ve onlar da düğünlerde
tuhaf ama gelin ve damatlara altın falan takıyorlar…
Madem vekilin maaşı yüksek, bizim yerimize de onlar
altın taksın demiyorlar vekilim.
Ayrıca onların da midecikleri var…
Onların da çoluk çocuğu, torun torbası var…
Her ay gelen faturaları ev kiraları var vekilim…
O nedenle seçmen vasfındaki emeklilere de çok değil,
sizin maaş artışınızın yarısı kadarcık bir zam verirsiniz artık.
Umarım o kadarcık bir insafınız vardır vekilim.
Ayrıca bu sıradan bu vasıfsız(!) emeklilerin öyle sizin gibi
sembolik paralarla karınlarını doyuracağı
lüks mekânları da yoktur.
Ve onlar; bir daha geri dönmediğiniz ve
dönmeyeceğiniz o malum şehirlerde hala
“yürü ya kulum, tabana kuvvet” vaziyetlerindedirler…
“Efendim halk dalkavukluğu yapma!”
Siz bu halkı
ekonomik sorunlardan kurtarmak için
bu halktan vekâlet aldığınız halde
gecenin en karanlık bir zamanında
kendi çıkarlarınızın mangırlı dalkavukluğunu yaparken,
Halkın hakkını aramak,
Halka yapılan bu haksızlığı dillendirmek
dalkavukluk oluyorsa;
vay sizi seçip meclise gönderen
bu zavallı
bu kaderine razı
ağzı var dili yok
halkın haline.
Ama yine de;
Türkiye sizinle gurur duyuyor vekilim.
Yeni yılın kutlu olsun Türkiye…
Haber Kaynağı : Taka Gazetesi
VEKİLİN PARMAĞI için 2 cevap
- Milletin başının tacı vekili, ne isterse onu yapar. Yetki onlarda %50 ile tek başına iktidarlar, ne yapsa haklıdır…
- “Basın halkın müşterek sesidir.” sözünü örneklendiren bir yazı okudum Sayın Yavruoğlu’ndan. Yüreğine, kalemine sağlık. Türkiye’nin büyük bir çoğunluğu “YÜKSEK ATEŞLİ FANATİZM HASTALIĞINDAN” konuşma özürlüdür. Türkiye’nin büyük bir ekseriyeti bilgisizliğin karanlığında düşünmeyi bile düşünmemektedir. Türkiye’nin büyük bir kısmı düşünmemeye yaklaşsa ve düşünce kırıntıları taşısa bile düşünme yasaklısıdır. Düşüncesi etkili olanlarsa …. ben diyemiyorum. Sen yazarsın Sayın Yavruoğlu. Benim yerime sen yaz, sen yaz, GAZETECİ KARDEŞİM! İşte benim yerime sen duygularımı yazarsan basın halkın müşterek (ortak) sesi olur. Birilerinin “halk adına ” ortaya atılan sesi değil. Ha, şunu da demeden olmaz. Vekilciklerimizi çok üzme, onlar, biliyorsun çok masraf ettiler, gece gündüz uyumadılar, bazı organizasyonlar yapmıştırlar, birisinin deyişyle onları fazla köşeye sıkıştırırsak “iş takibi yapabilirler” aman ha, üzmeyin, üzmeyin onları.